ÇAY VE KAHVE TÜKETİMİNİN DİŞLERİMİZ ÜZERİNDE ETKİLERİ
Dişlere Verdiği Zararlar Nelerdir?
Çay ve kahve tüketiminin çok olması diş yüzeylerinde dış renklenmeye neden olmaktadır. Bu da kişilerin daha sık diş temizliği yaptırmasına ya da kendilerinin aşındırıcı diş macunlarını tercih etmesine neden olur. Bu durum da uzun vadede diş minesinde mineral kaybına neden olmaktadır.
Sararmaların Azaltılması İçin Neler Yapılabilir?
Bu zararın önüne geçilmesi için; tüketim azaltılmalı, Çay çok demli tercih edilmemeli, kahve de mümkün olabildiğince sütlü tercih edilmelidir. Sararmanın ya da lekelenmenin önüne geçmek için renklendirici içecek-yiyecek tüketimi azaltılmalı, hekimin önereceği diş macunuyla düzenli fırçalanmalı.
Bunun yanında eczanelerde satılan diş beyazlatma tozları ve kalemleri ise günlük günlük bir çözüm sayılabilir. Çilek, elma, süt ve süt ürünleri de diş beyazlatmada etkin bir rol oynayabilir. Limon da diş sararmalarını her ne kadar engellese de içerdiği yüksek asit miktarı sebebi ile çok fazla tüketilmesi önerilmez.
Gerekli Tedavi Nedir?
Diş Beyazlatma Tedavisi (Bleaching) dişteki sararmaların ve lekelerin giderilmesinde kullanılır. Tedavinin ardından hasta estetik bir gülüşe kavuşabilir.
Kişiden kişiye değişen faktörlere bağlı olarak değişmekle birlikte, dişlerdeki beyazlık 3 ay ile 3-4 yıl arasında devam ediyor. Çay, kahve ve sigara kullanımı fazla olan bireylerde, kazanılmış olan beyazlığın ömrü daha kısa olmakla birlikte, diğer bireylerde beyazlığın ömrü çok daha uzun olabiliyor. Dişlerin tekrar eski renklerine dönmeden 6 ayda bir düzenli kontroller sağlanarak gerektiği takdirde beyazlatma işleminin 6 ayda veya yılda bir tekrarlanması, beyazlığın daha uzun ömürlü olmasını sağlamakta ve ikinci beyazlatmanın süresinin kısalması ve ekonomik açıdan da avantajlı olmaktadır.